Arif
ÖNGEL
Şehit Düştüğü
Tarih: 16 Nisan 1992
Şehit
Düştüğü Yer: İstanbul Erenköy
Doğduğu Tarih: 1963
Doğduğu Yer: ...
Mezar Yeri: Amasya
İstanbul
polisinin Çiftehavuzlar, Erenköy, Üstbostancı ve Sahrayı Cedit'te 11
Devrimci Solcunun bulunduğu dört eve karşı giriştiği katliam operasyonunda,
Arif Öngel, Erenköy'deki evde yanındaki yoldaşları
Sinan Kukul ve Şadan Öngel'le birlikte direnerek şehit düştü.
Yoksul bir ailenin çocuğu olan
Arif, lise öğretmeniydi. 1988- 89 yıllarında devrimci mücadeleyle tanıştı.
EĞİT-DER içerisinde Devrimci Mücadelede Öğretmen hareketinin kararlı, inançlı
bir militanı olan Arif, mütevazı, ağırbaşlı, az ve öz konuşan yapısıyla kendini
sevdirdi. Yönetici olarak kendini kabul ettirdi.
Şehit düşmesinden bir yıl
öncesine kadar Devrimci Memur-Öğretmen hareketinin yöneticilerinden biriydi.
Evliliği devrimci yaşamından önce
yapılmış, sıradan bir evlilikti, ama bu konuda da kolaya kaçmadı. Kararlı ve
inatçı tutumuyla yılmaksızın çaba gösterip eşini ve evliliğini dönüştürdü, mücadeleye
kattı.
Son görevi bir üssün
kurumlaştırılmasıydı. Bu görevi sırasında bir dava adamının niteliklerine sahip
olduğunu kanıtladı ve küçük-büyük iş ayrımı yapan küçük-burjuva anlayışa bir an
dahi kapılmadan en iyisini yapmaya çalıştı ve yaptı.
***
ARİF'in Kendi
Kaleminden Bir Öğretmen:
Arif Bir Öğretmenin Nasıl Olması Gerektiğini Şöyle
Anlatıyordu:
"Yurtsever ve demokrat olmanın hiç de kolay
olmadığı, bunun bile bir bedelinin olduğu ülkemizde, aydın olmanın, öğretmen
olmanın da bir bedeli var elbette. Sorun bunu göze alamamaktan kaynaklanıyor.
Oysa ülkemiz öğretmenleri olarak, bedeli ne olursa olsun, demokratlığın ve
yurtseverliğin gereklerini yerine getirmemiz gerekiyor. Öğretmen tarafsız
değildir, taraftır. O, iyiden, güzelden, doğrudan yana taraf olmak ve doğru
bildiğini hiç tavizsiz savunmak zorundadır. Sınıf mücadelesinin yer aldığı toplumlarda,
bu mücadelede bir taraftır. Toplumun sınıflara bölündüğü ve eğitim-öğretimin bu
dünya görüşleriyle yoruma tabi tutulduğu bir dünyada yansızlık, içi boş bir
iddiadan öteye geçemez. Tarihten bugüne isimleri kalan ve saygıyla andığımız
nice eğitim emekçileri, egemen güçlerin tekellerine aldıkları ve insanlığı
uyutmanın bir aracı olan resmi görüşlere karşı bayrak açtıkları, ileri düşüncelerden
yana oldukları için bu saygıya layıktır. Onlar bu saygıyı egemen sınıflardan
icazet dilenerek değil, baskıyı, işkenceyi, hapsi, ölümü göze alarak hak
etmişlerdir."
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...
Yoldaşları, yakınları Arif Öngeli
Anlatıyor: